Mobbing konusunda ülkemizde kamuoyu gitgide daha çok bilgi sahibi olmakta ve tepki göstermektedir.
Mobbingin bir insan hakları ihlali olduğu, özgür gibi gözüken ortamda büyük bir manevi işkence yaşandığı, gözle gözükmeyen gardiyanlarının cehennem zebanisinden öte olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
Nasıl olduğu konusunda çok çarpıcı örnekler vardır.

Hedef kişi haline geldiyseniz, size selam veren, sizle bir çay içme ya da yemek yeme gafletinde bulunanlar bile yönetimin hışmından nasiplerini alırlar. Çünkü burada kurumsallık değil, kişisel kin ve garez devreye girmiştir.

Biz de mobbinge uğrayanların karşılaştığı sorunlara karşı nasıl korunacağı noktasında yoğun olarak çalışmalar yapmaktayız. Bu çalışmalarımızı zaman zaman kamuoyuna sunarak bilgilendirmeye ve böylece mobbinge uğrayanları koruma çalışmalarına devam edeceğiz.

Kamuoyunun dolayısıyla TBMM’nin desteğini almak üzere  bugünkü çalışmamızın sonuçları şunlardır

1. SORUŞTURMA KURUM DIŞINA ALINMALI

Mobbinge uğrayanların karşılaştığı en büyük baskı aracı kurum içinde karşılaştığı soruşturma kıskacıdır.

Mobbing uygulayan,  genellikle yönetici pozisyonunda olmasından kaynaklanan gücü sayesinde hedef aldığı kişi hakkında hiçbir sebep olmasa  bile sebep yaratıp, daha sonra da bu sebebe dayanarak soruşturma açtırmakta ve ceza verdirmektedir. Bu en cok karşılaşılan mobbing yontemidir.

Mobbing yapan kendisi de yönetici  olduğu ve kurum içi çok değişik çıkar ilişkileri de söz konusu olduğundan ,  üst yöneticiler tarafından etkin ve bağımsız bir soruşturma yapılamamaktadır.

Soruşturmanın her iki tarafında da etkin olan yönetici (şikayet eden, soruşturma açtıran ve ceza veren) olduğundan, hen etkili yolun soruşturma yetkisinin kurumla alakası olmayan, kurumdan etkilenmeyecek bağımsız kişilerce  yapılıp sonuca bağlanması; hen etkili mobbing araçlarından biri olan soruşturma aracını ortadan kaldırmış olacaktır.

2. SAVCILIĞIN ÖNÜ KESİLMEMELİ

Önceki maddemizle doğrudan bağlantılı olan bu konuda da maalesef içler acısı durumlarla karşı karşıyayız.

Yürürlükteki mevzuat, bu aşamada halen mobbing uygulayanlara hizmet eder durumdadır.
Mobbing mağduru can havliyle sığınacağı en son liman olan yargıya başvurduğunda kurtulma şansı var mıdır? Maalesef yoktur.

Mağdur hakkını aramak için savcılığa sığındığında, savcı ortada bir suç tespit ettiğinde kanun gereği kuruma yazarak gereğini ister. Ama ortaya çıkan durum komiktir.
Genellikle ortaya çıkan tablo mağduru saldırganın eline teslim etmektir. Bunun adaletle bağdaşır bir mantığı, izahı yoktur.

Yönetim elbette ki ucu kendisine dokunacağı için lüzumu mahkeme kararı değil, meni muhakeme kararı verecektir.

Soruşturulması gereken kişiyi soruşturmacı konumuna getiren hukuki durum büyük bir çarpıklığa ya da daha doğru bir deyimle insan hakları ihlaline yol açmaktadır. Adil yargılama kriterleri tümüyle ihlal edilmektedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bu duruma karşı duyarlı bir davranış göstererek, bu çarpıklığı gidereceğini, insan haklarını ihlal eden mevzuattaki bu sıkıntıları gidererek, mağdurları koruma görevini yerine getireceğini umuyor, tüm mağdurlar adına çağrıda bulunuyoruz.

Adli Bilimciler Derneği Mobbing Komisyonu Başkanı
Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğrt. Üyesi 
Yrd. Doç. Dr Mustafa ÇAKIR

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası