En kısa tanımı “işyerinde psikolojik şiddet” olan mobbing, tüm iş kollarında çalışanların giderek daha fazla maruz kaldığı bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Mobbing ile Mücadele Derneği Başkanı Hüseyin Gün, Türkiye’de mobbinge ilişkin açılan davaların arttığını ancak yargının bu alana yaklaşımının hâlâ oturmadığını söyledi.
Yargıtay’ın son dönemde görüştüğü mobbing davalarında bozma kararı verdiği anlatan Gün, “Bu kararlarda Yargıtay, kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmalleri sonucu oluşan manevi zararlara karşı açılacak davalara, idari yargının bakması gerektiğini, görülen davaların adresinin yanlış olduğunu ifade ediyor. Ancak Yargıtay’ın adres olarak idari yargıyı göstermesi, hukuka aykırı. Mobbing, bir hizmet kusuru değildir” dedi.
Gün, mobbingin bir insan hakları ihlali olduğunu, sınırları açık, kesin ve belirgin bir hak ihlali olarak tanımlandığını ifade etti. Gün, mobbingi şöyle anlattı: “Mobbing, bireysel, ailevi ve toplumsal zararları olan sosyal bir salgındır. Bir topluma birçok salgın hastalıktan daha fazla zarar verebilen böylesine ciddi ve tehlikeli bir sorunu, devlet görmezden gelemeyeceği gibi, bunu yapan kamu görevlilerini koruması altına da alamaz.”
HİZMET KUSURU DEĞİLDİR
Yargıtay’ın kararının mobbing kapsamına giren eylem ve işlemleri ‘hizmet kusuru kapsamına’ almak anlamına geldiğini ifade eden Hüseyin Gün, bunu da “Kamu görevlisi ile devlet arasındaki ilişki hizmet ilişkisi değil iş ilişkisidir” diyerek açıkladı.
YARGITAY HAFİFE ALIYOR
Gün, Yargıtay’ın son dönem açılan mobbing davalarını hizmet kusuru olarak değerlendirmesini eleştirirken, “Yargıtay’ın mobbing davalarına ilişkin bozma kararı hukuki isabetten yoksun, özensiz ve mobbing vakalarının kapsamı,  neden ve sonuç ilişkisini izahtan oldukça uzak olup, insan hakları ihlali kapsamında sayılan mobbing davalarını hafife almaktır” dedi.  Bu bozma kararlarında hep aynı örneklerin yaşandığını dile getiren Gün, bu davaların sonuçlarının aileleri ile birlikte binlerce insanı etkilediğini belirtti.
Gün mobbing davalarında yapılması gerekeni şu şekilde açıkladı: “Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kasıtlarından ve kusurlarından dolayı doğan tazminat davalarında kamu görevlilerinin aleyhine değil ancak, kamu idaresi aleyhine dava açılabileceğinin kabulü gerekir.”

Neden genel yargı?
Her somut olayda hizmet kusuru, kişisel kusur ayrımının yapılarak sonuca varılması gerektiğini ifade eden Hüseyin Gün, mobbing davalarının neden genel mahkemelerde açılması gerektiğini şu şekilde açıkladı: “Mobbingi yapan kim olursa olsun veya mağdur kim olursa olsun, işlenen suç insanlık suçudur. Mobbing davaları orta yerde hiçbir maddi kayıp olmaksızın açılması gereken manevi tazminat davalarıdır. İdari yargı, kesinleşmiş eylem ve işlemler sonucu meydana gelen maddi ve manevi zararların idare tarafından karşılanmasını konu edinen davalara bakar. Mobbing kapsamına giren eylem ve işlemler ise devamlılık arz eden, bir işlemden ibaret olmayan, davanın açıldığı tarihte ve sonrasında da devam eden olaylardan ibarettir. İdari Yargı, Genel Mahkemelerden çok daha yavaş işlemekte, kısa sürede sonuçlanmayan davalar mağduru bir kere daha mağdur etmektedir. İdari yargıdaki mobbing davalarında her olayı ayrı bir delil olarak sunmak mümkün değildir.”

Mobbing Nedir?

Mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak; sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit vb. şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırıdır. Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp; işverenin ima ve alay ile karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren saldırgan bir ortam yaratarak onu işten çıkmaya zorlamasıdır. Yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın kişiyi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılır.

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası