MOBBING İLE MÜCADELE DERNEĞİ

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ İNSAN HAKLARINI İNÇELEME KOMİSYONU-MOBBING ALT KOMİSYONU

MOBBING SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ RAPORU

OCAK -2011

Rapor Kapsamı:
Bu rapor içeriğinde; kısa ve uzun vadede kamu ve özel sektör işyerlerinde Psikolojik taciz(mobbing) nasıl önlenebilir? Sorusuna cevap bulmaya çalıştık.

I.BÖLÜM

I-KISA VADELİ TEDBİRLER

A.ÖNLEYİCİ TEDBİRLER

A.1.Bilinçlendirme eğitimleri ve kapsamı:

A.1.1.1.Mobbing(Psikolojik taciz) Eğitim Konuları;

A.1.1.1.1.Kişiye Verdiği Zararlar;

A.1.1.1.2.Aileye Verdiği Zararlar;

A.1.1.1.3.Kuruluşa Verdiği Zararlar;

A.1.1.1.4.Devlete Verdiği Zararlar;

A.2.Bilinçlendirme Eğitiminde Görev Alacak Kurum ve Kuruluşlar

A.2.1.Aile Araştırma Kurumunca Verilecek Eğitimler:

A.2.2.Kamu Görevlileri Etik Kurulunca Verilecek Eğitimler:

A.2.3 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca verilecek eğitimler.

A.3.Bilinçlendirmede Hedef Kitle

A.4.Eğitim ve Sertifikasyon:

A.5.Mobbing Yemin Belgesi:

B.KORUYUCU TEDBİRLER.

B.6.Kurumsal Tedbirler:

B.6.1.Önleyici tedbirler:

B.6.2.Destekleyici Tedbirler: .

C-İDARİ VE YASAL DÜZENLEMELER

C.7. Mobbing Konusunda Yapılması Gerekli İdari Düzenlemeler.

C.8.Mevcut Yasalarda ve Toplu İş Sözleşmelerinde Düzenleme Yapılmalıdır.

C.8.1.Mevcut yasalarda ve Toplu iş sözleşmelerinde düzenleme yapılabilir(Alternatif-1)

C.9.Uyarı Müessesesi Çalıştırılmalıdır.

C.10.Yukarıdakilere İlave Tedbirler.

C.11.Mobbing Araştırmaları Teşvik Edilmelidir 

D-ÜNİVERSİTELERDE VE EMNİYET TEŞKİLATINDA MOBBING ÖNLEMLERİ       

D.12.1.Üniversitelerde çözüm öneriler:

D.12.2.Emniyet teşkilatı için ayrı düzenleme getirilmelidir.

E.BÜROKRASİ-MAHKEME KARARLARI VE MOBBING İLİŞKİSİ.

E.13.Kamu yönetiminde Hukuk Devleti ilkesine kesin uyum:

II.BÖLÜM

II-UZUN VADELİ TEDBİRLER

F.14.Yasal Düzenlemeler ile ayrı bir kurum kurulmalıdır.

F.14.1.Mobbing ile Mücadele Kurumu:

G.15.Mobbing Milli Bir Mesele Olarak Ele Alınmalı ve Çözüm Bulunmalıdır:

G.15.1.Beşeri Sermayeye Verdiği Zarar

G.15.2.Sosyal Sermayeye Verdiği Zarar

G.15.3.Yabancı Sermaye Girişine Engel Olur.

H.16.Mobbing Olmadığına Dair Sertifikalandırma

I.17.Mobbing  Sorununa İktidarı ve Muhalefeti Ortak Bir Sorun Olarak Bakmalıdırlar.

İ.18.Eğitim ve öğretim

İ.18.1.

İ.18.2.

İ.18.3.

MOBBING İLE MÜCADELE DERNEĞİ

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KADIN ERKEK FIRSAT EŞİTİLİĞİ KOMİSYONU

MOBBING ALT KOMİSYONU

MOBBING SORUNU VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ RAPORU

OCAK -2011

Rapor Kapsamı:Bu rapor içeriğinde; kısa ve uzun vadede kamu ve özel sektör işyerlerinde Psikolojik taciz(mobbing) nasıl önlenebilir? Sorusuna cevap bulmaya çalıştık.

I.BÖLÜM

A-KISA VADELİ TEDBİRLER

A.ÖNLEYİCİ TEDBİRLER

A.1.Bilinçlendirme Eğitimleri ve Kapsamı:
İnsanların var olduğu her yerde meydana gelmesi muhtemel Mobbing (Çalışma ortamında psikolojik taciz) sendromunun önlenmesinde ya da azaltılmasında ilk yapılacak şey toplumu bu konuda bilinçlendirmektir. İnsanlar aslında her yerde karşılaştıkları ya da şahit oldukları insanlar arası kötü muameleyi yakın zamana kadar tek bir kavram ile ifade etmekte zorlanmışlardır. Ancak son yıllarda kökeni Latince olan mobbing İngilizceden bütün dünyaya ortak bir terim olarak ihraç edilmiştir. Bizde bu rapor içeriğinde hem ‘mobbing’ hem de ‘psikolojik taciz’  kelimelerini kullanacağız. Mobbing vakasında genellikle zorba, mağdur ve seyirci, psikolojik tacizin ne olduğunu ve olumsuz etkilerini tam olarak bilmemektedir. Bu amaçla öncelikli olarak;

A.1.1 Kamu ve özel sektör kuruluşlarında çalışan her statüdeki personel ve yöneticiler işe başladıkları tarihten itibaren ilk altı aylık süre içinde Mobbing- motivasyon-verimlilik ilişkisi konusunda en az 15 saat eğitime tabi tutulmalıdır. Bu eğitim kapsamında

A.1.1.1.Mobbing (Psikolojik taciz) Eğitim Konuları:

-Mobbing davranışlarının neler olduğu

-Zorbalığın neden kaynaklanabileceği

-Mobbingden kurtulmak için çözüm yolları

-Mobbingin kişiye, kuruluşa ve Devlete verdiği zararlar.

-Mobbing sürecinde seyircilere düşen görevler,

-Mobbingde aileye düşen görevler

Konusunda bilinçlendirme eğitimine tabi tutulmalıdır.

A.1.1.1.1.Kişiye Verdiği Zararlar; Mobbing bireyin psikolojik, fiziksel sağlığını ve fizyolojik sağlığını ne denli olumsuz etkilediği, kişinin ayrıca maddi yönden zarar gördüğü, çalışanın motivasyonunu düşürdüğü, çalışma verimliliğini düşürdüğü, ekip olarak çalışma ruhunu yok ettiği, kişiyi depresyona sokarak ilaç kullanımını körüklediği, kişinin sigara, alkol ve uyuşturucuya yöneldiği unutulmamalıdır.

Bu konular çerçevesinde,  bilinçlendirme eğitimleri bu konuları kapsamalıdır. Kamu ya da özel sektör ayrımı yapılmaksızın, çalışanların tamamına psikolojik tacizin ne olduğu, zararları v.b. hizmet içi eğitimlerde anlatılmalıdır.

A.1.1.1.2.Aileye Verdiği Zararlar; Aile bir bütündür. Ailenin bir üyesi üzüldüğünde ailenin tamamı üzülür. Morali bozuk olan bir anne ya da babanın çocukları da bundan olumsuz etkilenir. İşyerinde psikolojik tacize uğrayan bir kişi, yaşadığı olumsuzluğu ister istemez aile ortamına taşır. Psikolojik taciz gibi uzun süreçli bir olumsuzluk düzleminde mağdurun içinde bulunduğu kötü durum ve ailenin bu konuda nasıl bir rol üstlenmesi gerektiği konusunda ailelere yönelik eğitimler verilmelidir. Psikolojik tacizin, fiziksel yaralanmalardan daha kalıcı ve etkili kötü sonuçlara yol açtığı konusunda ailelere yönelik bilinçlendirme eğitimleri verilmelidir.

A.1.1.1.3.Kuruluşa Verdiği Zararlar; Kamu ya da özel sektöre kuruluşlarına işyerinde çalışan bir kişinin psikolojik taciz nedeniyle verdiği zararın boyutu anlatılmalıdır. İşyerinde psikolojik taciz sonucunda, çalışanın veriminin düştüğü, güven duygusunun sarsıldığı, kuruluşa karşı aidiyet duygusunu yok ettiği, personelin bu durumdan kaçmak için başka işler aradığı, hizmet verdiği insanlara kaliteli hizmet vermeyeceği, müşterileri başka şirketlere yönelteceği, bir personelin gitmesiyle bir çok müşterinin kaybedileceği vb konularında bilinçlendirme eğitimleri verilmelidir

A.1.1.1.4.Devlete Verdiği Zararlar;

          Günümüzde devletlerin kalkınmışlık düzeyleri fiziksel sermayeye ilaveten beşeri ve sosyal sermaye ile de ölçülmektedir. Beşeri sermaye bireyin bilgisi ve tecrübesinden oluşmaktadır. Ülkemiz Beşeri sermaye yönünden AB ortalamasının çok gerisinde olduğu gibi herhangi bir AB üyesi ülke ile beşeri sermaye yönünden uçurum vardır. Ülkemiz beşeri sermaye potansiyeli yönünden çok güçlü olmasına rağmen, bunu üretimde değerlendirmemesi, ülkemizin gelişmiş ülkeler ile arasındaki uçurumu daha da arttırmaktadır. Bir kişinin tahsil hayatı yıllarca sürmekte bu kişi devletin imkânları kullanılarak ortalama olarak 24 yaşında ancak işgücü piyasasına katılabilmekte ve tam tecrübe ile donanması ine ortalama olarak 10 yıl almaktadır. Tahsil görmeden iş hayatına atılanlarda uzun bir çıraklık, kalfalık ve ustalık döneminden sonra tecrübe kazanmaktadırlar. Akademik personel ile mesleki olarak uzmanlaşmanın mutlak gerekli olduğu kariyer mesleklerinde ise maliyetli, yorucu bir sürecin sonucunda bir kişi bilgi ve birikimi ile maksimum verimlilik düzeyine ulaşabilmektedir. Kısa olan insan hayatında, uzun bir süreçte zorluklarla yetiştirdiğimiz insanlarımızı mobbing gibi bir insan onuruna yakışmayan davranışla ve bir anda pasifize etmek ülkemiz beşeri sermayesine çok büyük zararlar vermek demektir. Bir yandan beşeri sermayeyi güçlendirmek zorunda iken, mevcut beşeri sermayeyi mobbing yüzünden kaybediyoruz.

Ülkemiz sosyal sermaye açısından da gelişmiş ülkelerin çok gerisindedir. Sosyal sermaye kısaca bir ülkede yaşayan insanların birbirine, bireylerin kuruluşlara, kuruluşların bireylere, kuruluşların kuruluşlara ve kuruluşların devlete olan güven ilişkisinin ekonomiye getirdiği artı değerdir.Mobbing İnsanlarımız arasında güven duygusuna zarar vermekte,insanlarımızın kuruluşlara olan güven duygusunu sarsmakta ve sonuçta  karşılıklı güven ilişkisinin sonucunda ekonomiye yansıyacak artı değer  oluşmamaktadır.Çalışma  mobbinge maruz kalan bir insan,bırakınız başkalarına güvenmeyi, kendine olan güven duygusunu yitirmektedir.Temelinde güven olmayan hiçbir ilişkinin akıbeti iyi olamaz.Amirine,patronuna ve devletine güvenmeyen bir insanı motive etmek,verimli çalıştırmak mümkün değildir.

-Bilinçlendirme eğitimleri, yüz yüze olabileceği gibi bu konuda çalışma bakanlığınca broşürler, afişler yaptırılarak işyerlerine asılmalıdır.

A.2.Bilinçlendirme Eğitiminde Görev Alacak Kurum ve Kuruluşlar

-Milli Eğitim Bakanlığı

-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı

-Sağlık Bakanlığı

-Üniversiteler

-Mesleki Yeterlilik Kurumu

-Kamu Görevlileri Etik Kurulu,

-Aile Araştırma Kurumu,

-Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü,

-SHÇEK

-Sendikalar

-Meslek odaları

-Bu alanda kurulmuş Sivil Toplum kuruluşları ve özel şirketler

-Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı

-Devlet Personel Başkanlığı

-Diyanet işleri Başkanlığı

-TRT ve BASIN

-Bilinçlendirme eğitimlerinde aktif rol almalıdır.

A.2.1.Aile Araştırma Kurumunca Verilecek Eğitimler:

Aile Araştırma Kurumu okullarda bullyingin; ailelerde mobbingin aile kurumuna verdiği zararları araştırmalı, diğer ilgili kurum ve kuruluşlar ile işbirliği yaparak bullying ve mobbing konusunda ailelere yönelik eğitici çalışmalarda bulunmalıdır.

A.2.2.Kamu Görevlileri Etik Kurulunca Verilecek Eğitimler:

-Kamu görevlileri Etik Kurulu tarafından sürekli ve yaygın olarak kamuda çalışan yöneticilere ve diğer personele katılımın zorunlu olduğu Mobbing eğitimi verilmesi sağlanmalıdır.

-Kamuda yada özel sektörde dilekçe hakkının kullanılması veya kamu görevlileri şikayet ve müracaatlar hakkında yönetmelik uyarınca şikayet ve müracaat etmenin bir hak olduğu bu hakkın engellenmesinin etik dışı olduğu verilecek eğitimlerde anlatılmalıdır.

A.2.3 Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Verilecek Eğitimler.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı işçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamında ücretsiz olarak mobbing eğitimi vermelidir. Bu eğitimleri verimlilik ile ilişkilendirerek işverenleri ve sendikaları bu sürece dâhil etmelidir.

A.3.Bilinçlendirmede Hedef Kitle.

-Okullarda çocuklar(Bullying konusunda)

-Gençler(Bullying konusun konusunda)

-Aileler(Bullying ve mobbing konularında)

-Çalışanlar(Mobbing konusunda)

-İşverenler ve yöneticiler (Mobbing konusunda)

-Mobbing davalarına bakan hâkim ve savcılar.(mobbing konusunda)

-Hastanelerin psikiyatr klinikler(Mobbing konusunda)

-Adli Tıp Ana bilim dalları(Mobbing konusunda)

A.4.Eğitim ve Sertifikasyon: Kamu ve özel sektör işverenleri(Patron ya da yönetici konumunda olanlar) Mobbing konusunda bilinçlendirilmelidir. Kurum ve kuruluşlarda çalışanlar mobbingin verimlilik, motivasyon, organizasyon, zaman ve finans maliyeti yönünden eğitime tabi tutularak çalışanlar sertifikalandırılabilir. Sertifikalandırma kuruma ve çalışanlara güven verir, müşteri memnuniyeti getirir. Bir kuruluşun ürettiği mal ya da sunduğu hizmet için nasıl ki standart belgesi alınıyorsa, kuruluşta çalışanlarda sertifikalandırılmalıdır. Kamuda yada özel sektörde çalışan her personelin dosyasında en az 15 saat süreli mobbing eğitimi almıştır sertifikası olmalıdır. Kamu ve özel sektör kuruluşlarında,  yönetici pozisyonuna atanacak olan her düzeydeki yöneticiler mutlaka en az 15 saat mobbing konusunda eğitilmelidir. Bu eğitimi aldığını belgelemeyenler yönetici olarak atanmamalıdır. Bu amaçla kamu ve özel sektörde yöneticilik pozisyonuna atanacakları eğitmek ve sertifikalandırmak amacıyla yasal düzenlemeye gidilmelidir.

A.5.Mobbing Yemin Belgesi: Kamuda yada özel sektörde çalışanlar işe başlamadan önce mobbing yapmayacağına dair yemin belgesi imzalayarak, imzalı belgenin bir sureti dosyasına bir sureti ise kendisine verilmelidir.

B.KORUYUCU TEBBİRLER

B.6.Kurumsal Tedbirler:

B.6.1.Önleyici Tedbirler: İşverenler ve yöneticiler kuruluşta çalışanlara, kendileri ve başkaları tarafından psikolojik taciz yapılmasına ortam hazırlayan, yer, kural ve uygulamaları psikolojik tacize yol açmayacak şekilde steril(arınık) hale getirmelidir. Kurumsal çözüm önerileri

-Kurum ya da özel kuruluşun organizasyon yapısından kaynaklanabilecek psikolojik taciz söz konusu olabilir. Kurumun ya da kuruluşun işleyişi psikolojik tacize neden olmayacak şekilde organize edilmelidir.

-Kurum mevzuatında psikolojik tacize yol açacak hususlar düzenlenmelidir

-Kurum ve kuruluşlar psikolojik tacizi KYS’nin bir parçası olarak ele almalıdırlar

B.6.2.Destekleyici Tedbirler:

-Belirli büyüklükteki işletmelerde mobbing konusunda uzmanlaşmış bir ekip oluşturulabilir. Her hangi bir kişi psikolojik tacize uğramış ise kuruluş içinde oluşturulan bu birime başvurabilir.

-Hastanelerin bünyesinde psikolojik taciz destek klinikleri oluşturulmalıdır.

Mobbing mağdurundan katılım payı alınmamalı: Psikolojik tacize maruz kalanlara gerekli tıbbi yardım ücretsiz verilmeli, tedavi süresince ilaç ve tedavi katılım payı alınmamalı, aylık ve ücretlerinde kesinti yapılmamalıdır. Psikolojik taciz konusunda Sağlık Bakanlığınca ihtisaslaşmış klinikler açılmalı, psikolojik tacize maruz kalarak çalışma gücünü, çalışamayacak kadar kaybedenler bu kliniklerde tedavi edilmelidir. Sağlık Hizmet Sunucuları mobbing konusunda bilinçlendirilmeli, zorba ve mağdurlara kaliteli hizmet verilebilmesi için gerekli tedbirleri almaları sağlanmalıdır.

C-İDARİ VE YASAL DÜZENLEMELER

C.7. Mobbing Konusunda Yapılması Gerekli İdari Düzenlemeler.

Başbakan imzalı kapsamlı bir genelge yayımlanmalıdır. Bu genelge ile Türkiye’de kardeşlik projesi kapsamında her türlü ayrımcılık, psikolojik taciz, baskı, şiddet vb kötü muameleye karşı eğitim seferberliği başlatılmalıdır. Bu genelge ile insanlara her ne sebeple olursa olsun kötü muamelede bulunanların, haklarını vermeyenlerin, mutlaka cezalandırılması emredilmelidir. Bu genelge ile ailede, okullarda, sosyal ortamda ve işyerlerinde mobbinge/Bullyinge karşı etkili çözümler üretilmesi düzenlenmelidir.

Mobbing eğitimlerinin bu konuda ihtisaslaşmış kişi ve kurumlardan faydalanılarak verilmesi düzenlenmelidir.

C.8.Mevcut Yasalarda ve Toplu İş Sözleşmelerinde Düzenleme Yapılmalıdır.

Borçlar kanununda;

-Mevcut yasalarımızda insan hakları ihlalleri kapsamında değerlendirilerek çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.Ancak,çalışma ortamında psikolojik taciz anlamında açık ve net bir tanım ilk defa yeni Borçlar Kanunun 417 maddesiyle düzenlenmiştir.Bu düzenleme ilk adım olması adına sevindiricidir ancak yeterli değildir.

-Mobbing davalarında borçlar kanununun sebepsiz zenginleşme hükümlerine bağlı olmaksızın tazminata hükmedilmesi düzenlenmelidir.

   

 

2477 Sayılı İdari Yargılama Usulü Hakkında Kanun

-Kamuda psikolojik taciz yapanlarla ilgili açılacak tazminat davaları Borçlar Kanunundaki,  sebepsiz zenginleşme hükümleri dışında tutulmalı, hakim tarafından hükmedilecek tazminat tutarı doğrudan zorbalık yapan kişiye ve önlemekte yetkisi olduğu halde önlemeyenlere ayrı ayrı rucü edilmelidir. Bunun için 2477 sayılı kanunda değişiklik yapılması gerekmektedir.

Türk Ceza Kanunu

-Psikolojik tacizin açık, net bir tanımı yapılarak,Türk ceza kanunu kapsamında alt sınırı 2 yıl 6 ay hapis cezası öngörülmelidir. Bu ceza psikolojik taciz yapanları caydırıcı nitelikte olacaktır. Psikolojik taciz yapanlar, yapılmasında yetkisi olduğu halde bilerek önlemeyenler ve psikolojik taciz yapılmasına doğrudan yada dolaylı katkıda bulunanlar hakkında da cezai yaptırım getirilmelidir. Psikolojik taciz yapanlara ve bunu önlemekte yetkisi olduğu halde önlemeyenlere,piskolojik taciz yapılmasına katkıda bulunanlara ayrıca en az on bin lira para cezası da getirilmelidir.

657K ve DİĞER PERSONEL YASALARI

-Mobbing Disiplin Suçu Sayılmalı:657 sayılı DMK’da ve kamuda çalışan personelin disiplin hukukunu düzenleyen yasa maddeleri içinde mobbing (Psikolojik taciz)  disiplin suçu kapsamına alınarak yasal düzenlemeler yapılmalıdır.Psikolojik taciz yapanlar, yapılmasında yetkisi olduğu halde bilerek önlemeyenler ve psikolojik taciz yapılmasına doğrudan ya da dolaylı katkıda bulunanlar hakkında da yaptırım uygulanmalıdır.

-Soruşturmalar Kurum Dışına Taşınmalı; Zorbalar, mağdur hakkında sudan bahanelerle soruşturma açmakta, mağdura suç uydurulması için talimat vermekte, uydurulan suça disiplin cezaları uydurulmaktadır. Suç isnat edende, cezayı veren de zorbanın kendisidir. Bu mağdurun daha mağdur, zorbanın daha da zorba olmasının yolunu açmaktadır. Soruşturmaların tümüyle kurum dışından konunun uzmanları muhakkikler tarafından yapılması için yasal düzenleme yapılmalıdır. Bu yapılmadığı sürece kamuda mobbing olgusu bitmeyecektir. Türkiye’de kamuda sosyal barış asla sağlanamayacaktır.

               Mobbing de eğer en üst amir zorba koltuğuna oturmuş ise

O kuruluşun müfettişleri, mağdurun emrinde çalışanlar zorbanın talimatıyla mağdura suç isnat etmekte (iftira etmekte) yine o kuruluşun avukatları mahkemede zorbayı ve zorbalığı savunmakta, O kuruluşta çalışan yöneticilere mağduru dışlamaları ve konuşmamaları talimatı verilmektedir. Kısacası zorba devlet imkânları ile mağdura karşı zorbalık yapmaktadır. Suçlayanda, sorgulayanda, yargılayanda, ceza kesende zorbanın kendisi olmaktadır. Bu nedenle soruşturmanın hiçbir zaman kurum/kuruluş içinden yapılmaması gerekir.

Zorba devlet imkânlarını ve personelini Mağdura karşı kullandığı için;

-Hukuki yönden kendini savunamamakta

-Dava açtığı için şikâyet veya müracaat yolunu kullanamamakta

-Bir anda birçok disiplin cezası verildiği için veya hakkında kamu davası açıldığı için maddi yönden yetersiz kalmakta

-Karşısına bir anda kurumun bütün avukatları ve müfettişleri dikilmekte

-Bir anda birçok dava açması gerektiği için adeta zamanla yarışmakta

-Başına getirilen felaketlerden dolayı psikolojik olarak tamamen çökmekte ve sağlıklı düşünememekte ve hukuki hatalar yapmaktadır.

Bütün bu nedenlerle; 657 sayılı DMK’nunda ve diğer personel yasalarında soruşturmanın kurum dışından görevlendirilecek muhakkiklerce yapılması için yasal düzenleme şarttır.

Disiplin kurulları Kurum/Kuruluş Bünyesinde oluşturulmamalıdır:

657 sayılı kanun uyarınca kurum/Kuruluş bünyesinde oluşturulan disiplin kurulları işlevselliği bitmiş, sadece üst amirin yaptığı hukuksuzluğu onaylayan kurullar haline gelmiştir. Hem merkez disiplin kurulları hem de yüksek disiplin kurulları, suçluyu koruyan, mağdura verilen cezayı onaylayan bir kurum durumundadırlar. Bu kurullar kesinlikle kurum dışında çalışanlardan oluşturulmalıdır. Bunun için 657 sayılı DMK’da yasal düzenleme yapılmalıdır.

Kamu Görevlileri Etik Mevzuatında

-5176 sayılı Kamu Görevliler Etik Kurulu kurulması Hakkında Kanun ve bu kanuna istinaden çıkarılan yönetmelik kapsamında mobbing açık açık suç sayılmalıdır. Zorbalık yapanlar, zorbaya yardım edenler, ve ayrıca zorbalık yapıldığını bildiği halde bunu önlemeyen üst amirlerde aynı suçu işlemiş olarak kabul edilmeli ve etik kurulunca ifşa edilmelidir. Çünkü zorbalık yapanlar genelde korkak insanlardır. Kamuoyunda birkaç kişinin bile ifşa edilmesi çoğu zorbayı etkisi altına alır, korkutur.

Zorbaların Tedavisi Yasal Olarak Zorunlu Hale Getirilmelidir.

– İşyerinde mağdurdan daha çok zorbanın destek tedavisine ihtiyacı olduğundan hareketle zorbaların tedavisini zorunlu kılan yasal düzenleme yapılmalıdır. Çünkü, sorunun kaynağı zorbalık yapan insanların adaletsiz ve demokratik olmayan davranışlarıdır. Verilen süre içinde tedavisini yaptırmayan zorbalar yasal olarak tedaviye zorlanmalıdır.

 

İş Kanununda

4857 sayılı İş kanununda mobbing yasaklanmalıdır. Bu yasada, düzenlenerek, özel sektörde ve kamuda çalışan işçilerin maruz kaldığı psikolojik taciz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, ilgili sendika ve işveren veya vekilinden oluşan bir komisyon tarafından incelenmelidir. İşverenlerin mobbing-motivasyon-verimlilik konularında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca sürekli ve yoğun bir şekilde bilgilendirilmeleri gerekir. Kendisine mobbing yapıldığı için şikâyette bulunanlar ile tanıkların korunmasına yönelik olarak yasal düzenleme yapılmalıdır.

Kamu sektöründe, işçiyi ve işvereni karşı karşı karşıya getiren husus genelde kıdem tazminatı ve ihbar öneli ücretidir. Kıdem tazminatı ve ihbar öneli ücretinin ödemesini işverenden ayrı bir müessese içinde düzenlemek gerekir. İşçiyi istifaya zorlamak için yapılan mobbing azaltılmış olur.

İş yasası Gereğince İşçi sağlığı ve iş güvenliği kurulu kurulmalıdır.

Bu kurul işçi-işveren-Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı temsilcilerinden oluşturulmalıdır. Bu kurul, işveren ve işveren vekillerini, işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamında kurala bağlayarak bilinçlendirme eğitimine tabi tutmalıdır.

Bu kurul yazılı uyarıya rağmen işyerinde psikolojik taciz (mobbing) yapan, yapılmasına müsaade eden işverenlere yaptırım uygulayabilmelidir.

İşçisine psikolojik taciz yaptığı sabit olan işverenler belirli sürelerde bazı kredi, teşvik vb olanaklardan yoksun bırakılmalıdır. Örneğin bir işçisine psikolojik aciz yapan işveren 5 yıl süreyle bazı hak ve imkânlardan men edilmelidir.

-Bilgi Edinme Hakkı Kanunu

-Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca istenen bilgi ve belgeler kasten verilmemekte, eksik verilmekte, mağdur durumundaki kişi, bilgisizliğe boğulmaktadır.

-Bilgi Edinme Hakkı Kanunu uyarınca, bilgi ve belgeyi kasıtlı olarak vermeyen kamu görevlilerine ağır disiplin cezası konulmalıdır.

-Kamuda mağdur konumundaki kişi, işyerinden bilgi veya belge istediğinde kanunun başka maddeleri suni gerekçe olarak gösterilmekte ve mağdurun istediği bilgi ve belgeler kasıtlı olarak verilmemektedir. Mağdur, Başbakanlık Bilgi Edinme ve Değerlendirme kuruluna müracaat ettiğinde bu kuruldan da zaman zaman mağdurun isteği yönde karar çıkmamaktadır. Bilgi edinme yasası uyarınca istenilen bilgi ve belgeleri vermeyen personeli zorbalık yapan üst amirler korumakta, disiplin suçu işlediği halde şikâyet edilse bile bunlara disiplin cezası verilmemektedir. Bilgi edinme yasası uyarınca suç işleyenler hakkında kamu davası açılabilmelidir.  Bu yasada bu amaçla yeni düzenleme yapılmalıdır.

Mobbing İş Kazaları ve Meslek Hastalığı Kapsamına Alınmalıdır.

– Psikolojik taciz gördüğü için çalışma gücünü belli oranlarda kaybedenler iş kazası ve meslek hastalıkları kapsamında değerlendirilmeli, malulen emekliye ayrılabilme imkanı getirilmelidir.

Mobbing Mağduru Hem Dava Açabilmeli Hem de Aynı Konuda Şikayet Edebilmelidir.

-Mobbing mağdurlarının en çok zorlandıkları konu yasal yollara veya şikayete başvurma konusunda seçime zorlanmalarıdır. Yasal yollara başvurulduğunda şikayetiniz dikkate alınmamaktadır. Bu sorunun çözülmesi gerekir. Mağdur yasal yollara başvurduğunda bu süreç çok uzun sürmekte, yasal yola başvurulduğu için de mağdura daha farklı taktiklerle taciz yapılmaktadır.

Dilekçe Hakkının Kullanılması

-Dilekçe hakkının kullanılması veya şikayet ve müracaatlar hakkında yönetmelik uyarınca şikayet ve müracaat etmenin bir  hak olduğu bu hakkın engellenmesinin etik dışı olduğu kabul edilerek bu hakkı engelleyenlere yasal düzenleme ile ağır yaptırım getirilmelidir.

-Mobbing konusunda şikayet ya da müracaat edenlere, daha sonra başka konuları bahane ederek yaptırım uygulayanların davranışları da, cezai yaptırıma kavuşturulmalıdır.

-Mobbingi şikayet ettiği için iş akdi fesh edilenlerin, akitlerinin feshi geçersiz sayılmalı, mobbing yapılarak istifaya zorlanan veya başka yere tayin olmaya zorlananları koruyucu yasal önlemler getirilmelidir.

-Psikolojik tacizi şikayet eden çalışanın veya tanıkların daha sonra mali açıdan ve psikolojik açıdan yeni zararlar görmesi önlenmelidir.

4483 Bu Kanun Memurların Yargılanmasını Düzenleyen Kanundur.

-Bu kanun memurların yargılanmasını düzenleyen kanundur.

-Mobbing mağduru kamu davası açılması için savcılığa başvurduğunda, savcı hakkında suç duyurusunda bulunulan zorba yönetici veya işbirlikçileri ile ilgili kamu davası açılabilmesi için, ilgilinin bir üst amirinden lüzumu muhakeme talep etmekte ancak zorbanın ve işbirlikçilerin üst amirleri meni muhakeme kararı vererek zorbayı ve yandaşlarını korumaktadır.

-Hukuka sığınmak isteyen mağdurun eli kolu bağlanmaktadır. Bu durum mağdurun tamamen zorbalığa teslim edilmesi anlamına gelmektedir. Her başvurduğu kapının yüzüne kapandığını gören,her başvurduğu kapıda zorbanın gücünü hisseden mağdur psikolojik olarak tamamen çökmektedir.

-Kamu görevlilerinin yargılanması hakkında kanunda zorbalara zırh oluşturan maddenin değişmesi şarttır. Aksi halde zorbalar kanunla korunarak, binlerce insanımız mağdur edilerek hayatları sönecek ve yuvaları dağılmaya devam edecektir.

Meni Muhakeme Kararı Ne Anlama Geliyor.

-İşyerinde daima güçlü olan tarafın orantısız bir güçle mağdura saldırması cezasız kalıyor

-Mağdur lüzumu muhakeme kararı çıkmayacağını bilerek savcılığa müracaat ettiğinde yeni tacizler başlıyor

-Lüzumu muhakeme kararı vermeyen makamlar, zorbanın tarafını tutarak mağdura yapılan eziyete ortak oluyor ve onaylıyorlar.

-Bir kişinin duygularına yapılan psikolojik saldırıyı hiçbir makam haklı göremez, zalimi koruyamaz, eğer korursa temel insan haklarına aykırı hareket etmiş olur.

İş Sözleşmeleri;

-İşçi sendikaları ile yapılan toplu iş sözleşmelerine ve memur sendikaları ile yapılan toplu sözleşmelere mobbinge karşı alınacak önlemler konulmalıdır.

-Mobbing  ile mücadele kapsamında,  mutlaka hizmet içi eğitimler verilmesi karara bağlanmalıdır.

-Toplu iş sözleşmelerine Mobbing ile ilgili, yaptırımı ön gören hükümler konulmalıdır.

Mobbing ile İlgili Yapılacak Düzenlemelerde, Zorbaların Eline Yeni Silahlar Verilmemelidir.

Mobbing yasalarda düzenlenirken yeni mağduriyetlere yol açılmamalıdır. Zorbalık yapanlar genelde yasayı uygulama durumunda olanlar olduğu için, zorbalık yapmadığı halde çıkarılacak olan yasaları kullanarak mağdurların zorbalıkla suçlanması ihtimal dâhilindedir. Yasal düzenlemeler yapılırken yeni mağdurlar oluşturulmasına da fırsat verilmemelidir. Yasal düzenlemeler, açık ve anlaşılır olmalıdır.

Mobbing İftirasına Karşı Koruyucu Yasal Düzenleme;

İftira ve karalama amaçlı olarak kendisine mobbing yapıldığını iddia eden ancak, iddiasının gerçek dışı olduğu açıkça ortaya çıkan kişilere de cezai yaptırım getirilmelidir.

C.9.Uyarı Müessesesi Çalıştırılmalıdır. Psikolojik taciz yapıldığını iddia eden kişinin şikayetini inceleyen  ve sonuçlandıran aracı bir kuruma görev verilmelidir. Kendisine işyerinde mobbing yapıldığını iddia eden çalışanların şikayeti bu kurum tarafından incelenerek, şikayetçinin haklı olması durumunda şikayetçinin de rızası alınarak öncelikle dava yada başkaca yaptırım yoluna gitmeden mobbing davranışının ortadan kaldırılması istenmelidir. Şayet, şikâyetçiye yapılan Mobbing ortadan kaldırılır ve tekrar etmez ise yaptırım yoluna gidilmemelidir. Psikolojik taciz yapanlar, bilgisi olduğu halde Mobbingi önlemeyenler öncelikli olarak uyarılmalıdır. Psikolojik taciz yapanların üstleri de yazılı olarak konudan haberdar edilmelidir. Psikolojik tacizi uyarıya rağmen yapmaya devam edenler mutlaka cezalandırılmalıdır.

C.10.Yukarıdakilere İlave Tedbirler.

Kamu ve özel sektörde; İşveren ve işveren vekili, işyeri açma ruhsatının bir mütemmim cüzi olarak, işyeri açmadan önce en az 15 saat mobbing verimlilik ilişkisi, mobbing-motivasyon ilişkisi çalışan sağlığı ve güvenliği konularında eğitim almalıdır. Bu eğitimi alanlara ruhsatları teslim edilmelidir.

Kamu ve özel sektörde; On ve daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde, yeni hazırlanan ‘işçi sağlığı ve iş güvenliği yasa’ taslağına işveren ve işveren vekillerinin sorumlulukları kapsamında psikolojik tacizi önleyici tedbirler getirilmelidir. Psikolojik taciz yapan ve yapılmasına göz kayıtsız kalanlara Çalışma Bakanlığınca ağır para cezaları uygulama imkânı getirilmelidir.

C.11.Mobbing Araştırmaları Teşvik Edilmelidir         

-Mobbing konusu, meslekler, sektörler ve makro düzeyde araştırılmalıdır. Türkiye’de sektörler ve meslekler itibariyle geniş çaplı araştırma yapılması için akademisyenler teşvik edilmeli maddi yönden destek sağlanmalıdır. Türkiye’de makro düzeyde mobbing araştırmaları yapılmalıdır.

D-ÜNİVERSİTELERDE VE EMNİYET TEŞKİLATINDA MOBBING ÖNLEMLERİ       

D.12.1.Üniversitelerde Çözüm Öneriler: Üniversitelerde mevcut durumda yalnızca rektör seçimi yapılmaktadır. Bu durum yetkinin tek elde toplanmasına yol açmakta seçimle gelen bir kişinin yetkisini kullanırken hiç kimseye hesap vermeme anlayışını beraberinde getirmektedir. Üniversitede otoriteyi tek elde toplayan rektör, daha alt kademelerdeki akademisyen yönetici personeli ve akademisyen olmayan yönetici personeli kendi arzu ve isteği doğrultusunda belirlemekte buda ister istemez önceki yönetimle birlikte hareket etmiş olan personel ile çatışma alanı oluşturmakta ve mobbing başlatmaktadır.

Üniversitelerde mobbingin azaltılması için önerilerimiz

Üniversitelerde karar organı ile yürütme organı birbirinden ayrılmalıdır.

Yönetim kurulu(karar organı)

-Üniversitenin karar organı üniversitedeki doçent ve profesörler arasından öğretim üye ve görevlileri ile öğrenci temsilcileri tarafından 7 asil 7 si yedek olmak üzere seçilen 14 kişiden en çok oyu alandan başlamak üzere 7 kişi biri yönetim kurulu başkanı olmak üzere Cumhurbaşkanınca atanır. Diğer 7 kişi ise yedek yönetim kurulu üyelerini oluşur.

Yönetim kurulunun görevleri

-Yönetim kurulu kendi aralarından ya da üniversitede görev yapan öğretim üyeleri arasından rektörlüğe aday öğretim üyelerinden en çok oyu alan iki kişiyi rektör adayı olarak YÖK’e gönderir. YÖK bu adaylardan birinin atanması için Cumhurbaşkanına teklifte bulunur. Oylayarak rektör tayin eder. Rektör kendi yardımcılarını kendisi atar.

-Rektörlükçe belirlenen 3 aday arasından dekanı atamak

-Rektörlükçe belirlenen 3 aday arasından yüksekokul müdürlerini atamak.

-Üniversitenin bütçesini belirlemek, fakülte, bölüm, yüksekokul, enstitü açmak, değiştirmek veya kapatmak.

-Rektörün görevden alınması için Cumhurbaşkanına teklifte bulunmak.

-Rektörlükçe belirlenen kadro ihdas ve iptallerini karara bağlayarak YÖK başkanlığına bildirmek.

-Sınavlarda kayırma veya kollamayı ortadan kaldıracak şekilde objektif kurallar koymak ve uygulatmak.

-Rektörlükte karar organında yer alanlar yürütmede görev alamamalıdır. Hem yürütme hem de karara organı ardışık olarak iki dönem üst üste seçilmemelidir.

-Gerektiğinde üniversitede yapıldığı iddia edilen haksızlık ve hukuksuzluğu araştırmak üzere alanında uzman en az 3 kişiden oluşan komisyonlar kurarak var eğer mevcut ise bu haksızlığı ortadan kaldırılması için yürütme organına bildirmek.

Rektörlük (Yürütme)

-Rektör ve yardımcıları ile ve dekanlıklar ve bölüm başkanları, okul müdürleri ve idari personelden oluşur. Yürütmeye ilişkin işleri yapar.

D.12.2.Emniyet Teşkilatı İçin Ayrı Düzenleme Getirilmelidir. Emniyet teşkilatında psikolojik tacize maruz kalanların şikâyetlerini Mobbing konusunda ihtisaslaşmış az üç kişiden oluşan mülkiye müfettişleri kurulu incelemelidir.

-Emniyet teşkilatında psikolojik tacize maruz kalanların, şikâyetten sonra zarar görmemeleri için gerekli tedbirler alınmalıdır.

E.BÜROKRASİ-MAHKEME KARARLARI VE MOBBING İLİŞKİSİ.

E.13.Kamu yönetiminde Hukuk Devleti İlkesine Kesin Uyum:

Mobbing kamu görevlilerinde genelde;

-İstifaya zorlamak için

-Tayin işlemine karşı dava açılmasını önlemek için

-Görevden almadan önce gözdağı vermek için

-Görevden alınanların mahkeme kararı ile göreve dönüşünü önlemek için

-Görevden alındıktan sonra veya tayin edildikten sonra mahkeme kararıyla önceki görevine dönenlere,

Yapılmaktadır.

Bir dönemin mağdurları başka bir dönemin zorbaları olabilmektedir. Bunun mutlaka önlenmesi gerekir. Bu nedenle,

-Bürokraside atanma görev değişimi, açık ve net kurallara bağlanmalıdır. Belirli bir seviyeden sonra bir kişinin o makamda kalacağı süre yasalarla belirlenmelidir.

-Bürokraside en çok yargı kararlarının uygulanmaması için mobbing yapılmaktadır. Bu duruma hukuk devleti çerçevesinde kesin kalıcı çözümler bulunmalıdır. Bir dönem mağdur olanlar, bir sonraki dönem için kin ve nefretle dolmakta gücü ele geçirdiğinde kendisine yapılan hukuksuzlukları ötekiler olarak gördüğü ve düşman koltuğuna oturttuğu farklı siyasi, dini görüşlere sahip insanlara veya bölge ya da ırk farklılığı olan insanlara karşı düşmanca psikolojik taciz yapabilmektedir.

 

                                      II. BÖLÜM

II-UZUN VADELİ TEDBİRLER

F.14.Yasal Düzenlemeler ve Ayrı Bir Kurum Kurulmalıdır.

F.14.1.Mobbing ile Mücadele Kurumu:

Ülkemizde insan hakları ihlallerini önleme amaçlı farklı statülerde kurum ve kuruluşlar bulunmaktadır. Bu kuruluşlar hakları ihlal edilen ancak yargıya intikal etmemiş olan konularda yapılan müracaat ve şikâyetlere bakmaktadırlar. Mobbing bir insan hakkı ihlali olsa da, uzun bir süreci kapsaması, telafi edilemeyecek kalıcı hasarlara yol açması, kamuda ve özel sektörde meydana gelmesi, sağlık, isteklendirme(motivasyon), sosyal ilişkilere zarar vermesi ve verimlilik gibi yönleriyle çok boyutlu olması, ayrı bir teşkilat kanunu kurulmasını zorunlu kılmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri ile Milli İstihbarat Teşkilatı hariç olmak üzere, Kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör kuruluşlarında çalışanların işyerlerinde maruz kalabilecekleri psikolojik tacizin önlenmesi ve tacize maruz kalanların korunmasını sağlamak amacıyla Başbakanlığın ilişkili kurumu olarak faaliyet gösterecek MOBBING İLE MÜCADELE KURUMU kurulmalıdır. Bu kurumun karar organı ağırlıklı olarak işçi ve işveren sendikaları, baro ve üniversitelerden seçilen akademisyenlerden oluşmalıdır. Mobbing ile ilgili kurulacak kuruluş, istihdam ve istihdam sorunları ile ilgili araştırmalar yapmalı, ülkemiz beşeri sermayesinin kalitesini arttırarak, beşeri sermaye yönünden AB ortalamasının çok gerisinde olan ülkemizin bu açığını kapatmak için faaliyet göstermelidir. Kuruluş aynı zamanda, ülkemiz insanının özellikle çalışma hayatında oluşturduğu ‘sosyal sermaye’ sinerjisinin  üretime olan katkısını arttırıcı çalışmalar yapmalıdır. Önerdiğimiz kuruluşun adı “Mobbing ile mücadele kurumu” olabilir.

MOBBING İLE MÜCADELE KURUMU

-Kurum ayrı bir kanunla kurulmalı ve mağdur adına kamu davasını açma yetkisi olmalıdır.

-Kurumun bütçesinin yarısı devlet tarafından, diğer yarısı kamu ve özel sektör işverenlerince karşılanmalı kurum bütçesi için çalışanların brüt maaşlarının binde 2 si oranında kesinti yapılmalıdır.

-Bu teşkilat yasası ile mobbingi cezalandırma yasası çıkarılmalıdır.

Not: Mobbing ile mücadele kurumu teşkilat kanun taslağı hazırdır.Daha sonra arz edilecektir.

G.15.Mobbing Milli Bir Mesele Olarak Ele Alınmalı ve Çözüm Bulunmalıdır: Mobbingin Beşeri sermaye ve sosyal sermayeye verdiği zararlar öğretilmeli, mobbing devlet tarafından milli bir politika olarak kabul edilmeli, kamuoyunun gündemine taşınmalıdır. Günümüzde Ülkelerin kalkınmışlık ölçütü, fiziki sermayeye ilaveten, sahip olduğu Beşeri sermaye(kişinin bilgisi+tecrübesi) ile sosyal sermayesinin ( birey-birey, birey–kurum, kurum-kurum, kurum-devlet arasındaki güvene dayalı ilişki) kalitesi ile ölçülmektedir. Mobbing sorunu çözümsüz olarak kabul edilmemeli, kanıksanmış olan psikolojik taciz konusunda, pekişmiş kanaatlerin değişmesine yönelik eğitimler verilmelidir. Ülkemiz nüfusu yaş ortalaması bakımından AB ülkeleri içinde en genç nüfusa sahiptir. Bu kadar genç ve kalabalık bir nüfusa sahip olmak, ülkemiz açısından büyük bir şanstır. Şayet ülkemiz insanının bilgisini ve tecrübesini (beşeri sermaye) cinsiyet ayrımı gözetmeksizin, verimli bir şekilde üretime yansıtır isek, bu ülkemizin geleceği açısından yakalanmış en güzel fırsat olacaktır. İstihdam sürecinde, yetiştirmek için uzun yıllar harcadığımız, maddi ve manevi külfetine katlandığımız insanlarımızın, her birini bir değer olarak görmeliyiz. Bir işyerinde, mobbing nedeniyle bir kişinin dahi haksızlığa uğraması orada çalışan herkesin çalışma şevkini kıracaktır. Bu nedenle,mobbing olgusu bir yerde kalmamakta dalga dalga tüm toplumda adaletsizlik duygularının pekişmesine neden olmaktadır. Her insanımızın, sağlıklı ve huzurlu bir şekilde bilgisini ve birikimini ülkemiz insanlarının istifadesine sunması için mobbing denilen organizasyon hastalığından korumak için konuya objektif bir şekilde bakıp, milli bir sorun olarak ele alıp çözüm üretmek zorundayız. Mobbing sorunu ele alınırken, AB üyesi ülkeleri örnek almak yerine kendi kültürümüze uygun bir kurum oluşturulmalıdır. Çünkü Her ülkenin mobbing yaklaşımı ve tanımı kendine özgüdür. Hal böyle olunca, çözüm yöntemleri de farklı olacaktır. Türkiye, bu konuda tarihinin derinliklerinden getirdiği kültürel zenginliği ile çok daha kolay çözüme ulaşabilecektir.

G.15.1.Mobbingin Beşeri Sermayeye Verdiği Zararlar;

Beşeri sermaye, bir ülke de yaşayan insanların bilgi birikimi ile tecrübeleri toplamından oluşur.

Psikolojik taciz ile donanımlı insanlar işgücü piyasası dışına itilmekte, çalışma azmi yok edilmektedir. Bu konu milli bir mesele olarak ele alınmalı ve çözüme kavuşturulmalıdır.

 G.15.2.Mobbingin Sosyal Sermayeye Verdiği Zararlar;

Sosyal Sermaye, bir ülkede yaşayan gerçek ve tüzel kişilerin birbirleri olan ilişkilerinin ‘güven’ temeli üzerine kurulu olmasıdır. Psikolojik taciz bu güven duygusunu yıktığından,  verimlilik makro düzeyde  zayıflatılmış olur.

Bu açıdan da milli bir mesele olarak ele alınmalı ve çözülmelidir.

G.15.3.Mobbing Yabancı Sermaye Girişine Engel olur;

Para ve sermaye piyasasına fon sağlayan yatırımcılar yatırım yapacakları ülkenin hazine bonosu ve tahvilini almak, şirketlerin hissesini alarak ortak olmak, banka bonoları ve özel sektör tahvillerine yatırım yapmak ya da firmaya kredi vermek suretiyle fon sağlamak üzere karar verirken bir takım kriterlere bakarlar

Hisse senedinin alınacağı şirketin saydamlığı

Personel politikaları

Yöneticilerin yaş, eğitim ve tecrübeleri

Son yıllarda gelişmiş ülkelerde, firmalarda yaşanan mobbing olayları sonucunda bu konuda daha hassas davranıldığı görülmekte, şirketin finansal durumu ne kadar iyi durumda olursa olsun mobbing konusunda ayrıca incelemeler yapmaktadırlar.

Bu nedenle gelişmiş ülkelerde şirketler bu işyerinde mobbing yoktur sertifikası almaya başlamıştır.

ÖRNEK VAKIA

FRANCE TELECOM”da 2008 yılından 2009 yılı ortasına kadar 58 çalışanı intahar eden FRANCE TELECOM ‘da yapılan ikibin sayfalık araştırma raporunda  şirket üst düzey çalışanlarına ağır suçlamalar yöneltilmiş, raporlarda mobbing yapıldığı yer almış, ölenlerin yakınları tazminat talepleri ile mahkemeye başvurmuşlardır. Mobbing olayının ortaya çıkmasından önce 24,670 $ dan işlem görmekte olan şirket hisse senetleri 2010 yılı sonunda 15,595$’a düşmüştür.

ÖRNEK VAKIA

(Finansal mobbing)

Ülkemizde ise 2001 krizi döneminde bankalara uygulanan baskı sonucunda bazı bankalar(Ör.DEMİRBANK) batma noktasına gelmiş, banka çok düşük fiyata yabancılara satılmış, çok sayıda finans sektörü çalışanı işsiz kalmıştır. (Cıngıllıoğlu grubu daha sonra bankasının haksız yere batırıldığı tezi ile dava açmış ve davayı kazanmış ancak bankasını geri alamamıştır)

H.16.Mobbing Olmadığına Dair Sertifikalandırma

İşyerinde psikolojik taciz ortamının olmadığı sertifikalandırılmalıdır. Kurum ve kuruluşlar denetlenmeli, sonrasında yetkin kuruluşlardan “bu iş yerinde mobbing ortamı yoktur”  sertifikası almalıdırlar

I.17.Mobbing Sorununa İktidarı ve Muhalefeti Ortak Bir Sorun Olarak Bakmalıdırlar.

-Mobbing olgusu genelde güçlüler tarafında zayıflara yöneltilmiş bir eylemdir.

-Mobbing  her güçlünün zayıfı ezmek için  başvurduğu psikolojik  bir savaştır.

-Mobbing sorunu milli bir mesele olarak ele alınmalı siyaset üstü bir anlayışla ele alınmalıdır. Mobbing ile tüm toplum yüzleşmek zorundadır.

-Mobbing güven duygusunu yok eder ve düşmanlık tohumları ekerek, sosyal barışı yok eder.

İ.18.Eğitim ve öğretim

İ.18.1.Evlenecek gençlere aile ve çocuk yetiştirme konusunda eğitim almaları zorunlu hale getirilmelidir. Aile kurumunun sağlam temeller üzerine kurulması için kişilerin birbirlerine ve topluma karşı hak ve ödevleri kapsamında, evlilik kurumu oluşturulmadan önce evlenecek kişilerin; ailenin önemi, çocuk yetiştirme, problem çözme, öfke kontrolü v.b. konularda eğitimler alması, medeni kanunda yasal olarak düzenlenmelidir. Eğitim müfredatında ortaöğretimde  eğitici ve öğretici dersler konulmalıdır.

İ.18.2.İlköğretimde ve orta öğretimde ‘şiddet’ konusunda bilgilendirici eğitimler konulmalıdır.

İ.18.3.Mobbing Üniversitelerde öğrencilerin eğitim alanlarına göre farklı yönleriyle ders olarak müfredata konulmalıdır.

MOBBING İLE MÜCADELE DERNEĞİ

Yönetim Kurulu Adına

Hüseyin GÜN

Başkan

ANKARA- 27.OCAK. 2011

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası