Sanat kurumlarında; kişileri yıpratma, mobbing v.b. yaygın mı?!.

Ülkenin son zamanlarda geçirdiği en ağır siyasi  bunalımını üzülerek/kızarak izliyoruz…

Her başarılı bir dönemin ardından, neden ülkemiz darboğaza sokulmak isteniyor anlayamıyor!, bunalımın ülkemize ve bize  büyük fatura çıkaracağını biliyoruz…

Ama,  bu kaostan en çok “ekonominin ve sanatın etkileneceği” de muhakkak…

O yüzden “aklıselimin” galip gelmesini bekliyor…

2014’ün yeni bir Milad olmasını diliyoruz…

Gelelim asıl konumuza…

Ülkemizde, her devlet kurumu gibi, sanat kurumlarında da benzer sorunlarla karşılaşıldığı yaygın bir görüş…

Özellikle alanımız olan “müzik” kurumlarında çok önemli sorunlar var…

Geçen yazımızda, basına yansıyan  bir şefin durumunu dile getirmiş, geçmiş yazılarımızda da, sanat kurumlarının daha iyi, etik ve düzenli çalışması için neler yapılması gerektiğini, satır aralarında belirtmiştik.

Çünkü;

Sanat kurumlarını “önemsiyoruz”…

Sanat kurumlarının her zaman “örnek ve önde” olmasını istiyoruz…

Bu nedenle yıllardır;

Sanat kurumlarının “kişilerin hırslarına/istikballerine” hizmet etmemesini savunuyoruz…

Sanat kurumlarının “akademik/sanatsal projelerle” gündeme gelmesini istiyoruz…

Sanat kurumlarındaki “kirli işlerin/ellerin” anında “temizlenmesini” savunuyoruz..

Sanat kurumlarında  “ahlaklı ve güvenilir olmanın” önemli olduğunu biliyoruz…

Üst makamların –özellikle Rektörlerin-; “ sanat anlamadığımız bir alan, fazla karışmayalım,  kurumlardaki olaylarla ilgilenmeyelim”v.b. görüşlerine katılmıyoruz…

Sanat kurumlarında, “çalışanların görüşlerine uyarak/paylaşarak atamaların yapılmasını”, yukardan/dışardan atamaların yapılmamasını doğru buluyoruz…

Kurum içindeki sanatçıların göreve geldiklerinde “ ilkeli/etik/paylaşımcı/iyi bir idareci” olmalarını arzu ediyoruz…

Kurum sanatçılarının göreve geldiklerinde “kurum içindeki” arkadaşlarına “mobbing” uygulamamalarını istiyoruz…

Kurum sanatçılarının idari görevlerin bitiminde, dönecekleri yerin “öğretim elemanları odası” olacağını unutmamalarını, “sorunlu idareciliklerinin” sanatlarındaki başarılarını kapatmamasını istiyoruz…

Ancak,2014’girerken;

Müzik kurumlarında “üst makamlara yapılan şikayetleri” duyuyoruz…

“Lobilerin” oluşturulduğunu görüyoruz…

Bir üretimde bulunmayan unvanlıların “yanlış uygulamalarını” yaşıyoruz…

“Unvan geldi, sanat gitti” söyleminin değişmesi için, özellikle “müzikologlarda” bir çaba, bir üretim görmüyoruz…

Bazı kişilerin, “kurumları kullanarak, kendilerine yeni/yüksek alanlar yarattıklarını” ve “maalesef kazandıklarını” görüyoruz…*

Müzik alanında “yönetici olarak yanlış yapanlar hakkında, hiçbir işlem yapılmadığını” biliyoruz…

Yapılan şikayetler üzerine “açılan soruşturmaların sonuçlandırılmadığını” biliyoruz,

Yanlış yapanların “üst makamlarca korunduğunu”  görüyoruz,

Üniversiteler 2547 sayılı teşkilat kanunu’nun, -özellikli maddelerinin-, “müzik/sanat kurumlarının çoğunda uygulanmadığını” biliyoruz…

“Yanlış yapanların” ceza almadığını, yeni gençlere “kötü örnek olduklarını” görüyoruz,

Müzik/sanat kurumlarında “etik” olmayan davranışların “yoğun olduğunu” biliyoruz…

Müzik/sanat kurumlarında “mobbing’in yüksek düzeyde” olduğunu biliyoruz…

Kurum adına, kurum dışında görevlendirilenlerin, “ne yaptıklarına, kurumu iyi temsil edip etmediklerine bakılmadığını” görüyoruz,

Bunların düzelmesi için, “sanat kurumlarının alttan üste elden geçirilmesi” gerektiğine inanıyor,

Ocak 2015’te bu konuları dile getirmemeyi/yazmamayı amaçlıyor,

Mutlu, üretimli, sanat etkinlikleri ile dolu bir yıl  diliyoruz….

* “…….Benim fakültemin mezunlarından birisi şu anki cumhurbaşkanı. Benim bunu güç olarak kullanmamam lazım. Bir valiyle fotoğraf çektirmenin manevi değeri önemlidir. Ama bazıları polisle yan yana durmakla etrafa ‘Bakın benim polis dostum, vali dostum’ var imasında bulunuyor. Bu tür ilişkilerle ilgili olarak Kemal Sunal’ın çok güzel bir filmi vardır; Zübük. O film bana göre çok önemlidir. Siyasetteki sıkıntıları belli bazı uyanık tiplerin nasıl belli katmanları değişik vesilelerle harekete geçirdiğinin güzel bir örneğidir. O filmin defalarca seyredilmesi gerekir. Ben asla herkes böyle yapıyor demiyorum. Ama her kurumda her makamda insanlar belli bazı güçleri kullanıyor. Hedefimiz bunlarla mücadele etmek. 2 yüzlü bir insan tipi ortaya çıktı, bu modern dünyanın sorunu.” Başbakanlık Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanı, İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sedat Murat, Büyük Rüşvet Operasyonu’yla oluşan gündeme ilişkin sorularımızı yanıtladı.(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/25479837.asp)

Not: Türk sanat müziğine müziğine besteci, sanatçı, koro şefi ve hoca olarak emek veren Dr.Ayhan Sökmen 84 yaşında İzmir’de hayatını kaybetti. TRT İzmir Radyo’su, İzmir Devlet Koro’su ve Ege Ün.Devlet Türk Müziği Konservatuarı’nda birçok öğrenci yetiştiren Sökmen, TRT’de bine yakın programda yöneticilik yapmıştı. Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz.

Güncel: Değerli okurlarımın yeni yılını kutlar, hayırlara vesile olacak işler içinde olmalarını dilerim.

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası