Saygıdeğer milletvekillerimiz, basın mensupları ve misafirlerimiz sizleri saygıyla selamlıyorum Hoş geldiniz onur verdiniz.
Derneğimizin kuruluş amaçlarından biri olan mobbing yani işyerinde psikolojik tacizin önlenmesi ve durdurulması konusunda toplumda herkese görev düştüğü gibi siyasetçilerimize de görev düşmektedir. Bu nedenledir ki,saygıdeğer  milletvekillerimizi yoğun işlerinin arasında konuşmacı olarak davet ettik.Sağ olsunlar bizi kırmadılar ve bizleri onurlandırdılar.
Derneğimiz kurulduğu günden bu yana Sivil Toplum olmanın gereklerini yerine getirmiş, kamuoyundan takdir toplamıştır. Derneğin kurulduğu 2010 yılından önce az sayıda insanın duyduğu ve yine çok az sayıda insanın yeterli bilgi sahibi olduğu çalışma ortamında psikolojik taciz(mobbing)  konusunda derneğimiz tarafından yapılan çalışmalar ses getirmiş,  kamuoyunda ‘mobbing’ sözcüğü duyulur hale gelmiştir.
Derneğimiz birçok kamu kuruluşunda seminerler vermiş, sivil toplum kuruluşlarında sunumlar yapmış, yine birçok panele konuşmacı olarak davet edilmiş, çalıştaylara katılmıştır. Derneğimiz 2011 yılı içinde TBMM insan Hakları İnceleme komisyonunun alt komisyonu olarak kurulan mobbing komisyonuna kapsamlı bir rapor sunmuştur. Yine TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun alt komisyonu olarak kurulan mobbing komisyonuna yine kapsamlı bir mobbing ve çözüm önerileri raporu sunmuş, acilen bir başbakanlık Genelgesi yayımlanmasını talep etmiş, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bünyesinde mobbing ile ilgili olarak alo 170 hattı kurulmasını önermiştir. Başbakanlık genelgesi derneğimiz talebi kapsamında 19.3.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmıştır.Mobbing ile mücadele derneğinin Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonuna sunduğu rapor bu alanda ilk rapordur v Başbakanlık psikolojik taciz(mobbing) genelgesi de ilk mevzuattır.
Derneğimiz Psikolojik taciz(mobbing),akran zorbalığı(Bullying) ve sosyal şiddet konusunda kapsamlı iki yasa taslağı hazırlayarak TBMM’de grubu bulunan bir partiye vermiş, bu parti tarafından 2012 yılı başlarında TBMM’ye sunulmuştur.
Derneğimiz 81 ilde temsilcilik kurmayı hedeflemiş bu kapsamda İzmir, Antalya, Eskişehir, İstanbul, temsilciliğini yasal olarak kurulmuştur. Adana, Gaziantep, Erzurum, Elazığ, Kocaeli, Diyarbakır, Sakarya da ise temsilcilik kurma çalışmaları devam etmektedir.
Bir kadın mobbing mağdurunun öyküsünden;
Ben bittim, kaybedecek hiçbir şeyim kalmadı, artık kaldıramıyorum,Bu nasıl bir şey,nasıl bir felaket, bana……yapılanlar ruhumu acıtıyor,durduramıyorum,bu zulüm  ne zaman bitecek…….Çok sevdiğim bir çocuğum ve beni seven eşim olmasaydı şimdiye kadar 100 kere intihar etmiştim.Yaşamak istemiyorum.Buharlaşmak istiyorum.ne olur yardım edin.yalvarıyorum ne olur.
Bir öğretmenin feryadı; Hüseyin bey, beni görev yapamaz hale getirdi. Kullandığım odayı aldı, boş tutuyor, kullandığım bilgisayarı aldı dolaba koydurdu, çaycıya ona çay götürme demiş, çaycı benimle alay ediyor, emir büyük yerden diyor, toplantılarda konuşsam azarlıyor konuşmasam sataşıyor ben sinir edecek bir şeyi mutlaka buluyor. Hüseyin Bey müdür odasındaki masaya gofret koymuş, beni odasından gofret çalmakla suçladı. Üç çocuğum var yüzlerine bakamadım gofret çalan baba, gofret çalan öğretmen oldum. Okuldaki öğrencilerin alay konusu oldum.
Bir prof’un hikâyesinden
Ben Dekanlık yaptım. Hakkımda 29 tane soruşturma açıldı. Bunların tamamı sahte belgeye dayalı soruşturmalar, yalancı tanık beyanlarına dayalı soruşturmalar. Asıl görevim olan hocalık görevini bıraktım, soruşturma komisyonlarına, savcılığa mahkemeye cevap yazıyorum. Asıl işim açılan soruşturmalara cevap yazmak, idare mahkemesine dava açmak oldu. Hüseyin Bey yumurta çalmakla suçlandım. Düşünebiliyor musunuz? Hepsinden berat ettim.4 yıldır bir insanın 100 yılda bile yaşamayacağı kadar ağır psikolojik işkence gördüm. Hala da devam ediyor.
Bir özel sektör çalışanı; Ben genç bir kadınım, işyerinde cinsel talep de bulunan yöneticiye hayır dediğim için bana bir yıl mobbing yaptı. Cinsel tacizden dava açamadım, şikâyet edemedim çünkü kocam duyarsa beni boşayacaktı. Sonunda verilen işi yapmadığım yalanıyla işten atıldım.
Mobbing bir insan hakları ihlalidir. Göz ardı edilemez. Mobbing basit bir çatışma ya da anlaşmazlık değildir. Mobbing deyim yerindeyse mağdur açısından sosyal bir ölümdür.
Mobbing mağdurlarının çoğu mobbing öncesi Hasan, Osman, Ayşe Betül, Serap değildir. Mobbing mağdurları, alkol, aşırı sigara tüketimi, uyuşturucu kullanarak hayatlarını daha da mahvediyorlar, somatik hastalıkların pençesinde kıvranıyorlar, boşanıyorlar, sosyal ilişikleri bitiyor mağdur olduktan sonra bir çoğu çalışma hayatına dönemiyor dönseler de mobbing mağduru olmadan önceki başarıyı ve verimliliği yakalamaları mümkün olmuyor. Mobbing mağdurları kanserden kısırlığa, stresten, depresyona ve travma sonrası stres bozukluğuna kadar tedavisi mümkün olmayabilen bir çok sorunla karşılaşıyorlar.
Mobbing yapanlar kazanmıyor, ya da sadece mobbing mağdurları kaybetmiyor, şirketler kaybediyor, devlet kaybediyor sonuçta toplumun içinde olan zorbalarda kaybediyor. Bir insanı yetkin hale getirmek 30 yıl alıyor. Devletin imkânları 30 yıl boyunca bir kişiye harcanıyor ancak işyerinde bir zorba 30 yıllık emeği bir çırpıda yok edebiliyor.
Mobbing farkındalığı arttıkça insanlar eyvah benden mobbinge maruz kalmışım demeye başladılar. Bugüne kadar derneğimize telefon ile elektronik posta ile başvurarak ya da yüz yüze görüşme yoluyla 20.000 başvuru olmuştur. Türkiye’de 100 akademisyenden 82 tanesi,100 sağlık çalışanından 78 tanesi,100 öğretmenden 70 tanesi bana işyerinde psikolojik taciz yapılmıştır diyor. Diğer mesleklerde yada özel sektörde daha az olduğu sanılmasın.
Bu ülkede hâkim ve savcılar, avukatlar mobbing mağduru olduklarını söylüyorlar.
Ülkemizde kamu ve özel sektörde bütün meslekler dikkate alındığında toplam mobbing oranı %40 civarındadır. Kamu ve özel sektörde 24 milyon çalışan olduğunu kabul edersek 9.600.000 kişi iş hayatlarında en az bir kere mobbinge maruz kalmaktadırlar.
Mobbing gibi sosyal soruna hangi parti el atar ve çözümü yolunda adım atarsa ve öncü olursa sadece oy almakla kalmaz çok da dua alır.
Sayın vekillerimizden bu konuda yasal çalışma yapmalarını, Anayasa’ya ‘onurlu çalışma hakkı’ ile ilgili olarak bir madde koydurmalarını TBMM’ye verilmiş olan yasa taslağını yasallaştırmalarını bekliyoruz.
Sayın vekillerimiz AB sosyal şartının 26.maddesine bakarlarsa Türkiye bu maddeye göre Mobbing yasasını çıkarmayı taahhüt etmiştir.
Zorbalık yapanda, mağdur edilende, acıyan ya da gülümseyen gözlerle mobbing sürecini seyreden seyircide bizim insanımız. Biz mobbing mağduru olduk ama mobbing mağduru kalmayacağız.
Biz işyerlerine savaşamaya değil çalışmaya gidiyoruz.  Hiç kimse onurlu çalışma hakkımızı elimizden alamaz.
Hiç kimsenin aşağılanmasına, dışlanmasına, hor ve hakir görülmesine, ötekileştirilmesine müsaade etmeyelim, iftiraya ve hakarete maruz kalmasını olağan karşılamayalım, ekonomik, sosyal ve psikolojik yönden zarar görmesini kanıksamayalım, kısacası insan onuruna aykırı davranış ve muameleye maruz kalmasını hoş görmeyelim.
Mobbingi kim ne adına yaparsa yapsın tek sıfatı vardır oda zorbadır. Zorbalık ise bir insanın diğer insan karşı işleyeceği en ağır suçlardan biridir. Zorbalık, nefretli suçlar kapsamında değerlendirilecek kadar ağır bir suçtur.
Herkese mobbingin olmadığı bir iş ortamı diliyorum.7.4.2012
Saygılarımla
Hüseyin GÜN
Mobbingder başkanı

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası