Günlük yaşam binbir türlü çatışma ve uzlaşma içerisinde sürüp gidiyor. Olağan saydığımız bu akış içerisinde öyle durumlar varki üzerinde düşündüğümüz an bizi çok farklı yönlere sürüklüyor. Perşembe günü Yenigün TV’nin ‘Gündem Özel’ programında işlenen konu da bizi farklı yönlere sürükleyen, düşündükçe insan hayatında sıradan dediğimiz birçok olayın yaşamımızda ne denli büyük mağduriyetlere neden olabileceğini anlatan önemli bir konu idi. “Mobbing” denilen bu konu üzerinde Mobbing ile Mücadele Dernek Başkanı Sayın Hüseyin Gün’ün anlattıkları gerçekten düşünülmesi ve üzerinde hassasiyetle durulması gereken konular.

 

Mobbing; Psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme, sıkıntı verme gibi kavramların karşılığı. Elbette tüm bu kavramlar kendi içlerinde de ayrılıyor. Ekonomik, cinsel, psikolojik vs.

Mobbing ile mücadele çalışmaları insan hakları için mücadeleden pek ayrı değil. Bu nedenle Sivil Toplum Kuruluşları’mızın (STK) da bu çalışmalara destek olmaları, güç birliği yapmaları gerektiğine inanıyorum. Ama STK’larımız; ne yazık ki denizin dalgaları ile boğuşmaya çalışırken kendilerini besleyen insan kaynaklarının yok olmasına kadar gidebilecek sorunlarına eğilmeye fırsat bulamıyorlar. Bu nedenle bireysel sorunlara eğilen bu derneğin işlevi çok önemli görünüyor bana. Bu arada derneğin İzmir temsilcisi genç ve kibar hanımefendi, Safiye Öztürk’ü de bu mücadelede yer alma cesaretinden dolayı kutlarım.

Mobbing yaşamın her alanında karşımıza çıkan yarı gizli bir baskı sistemi. Ama bir de açık olarak yapılan işkenceler ve işkenceleri yapanları kollayanlar var. Yapıldığı mahkeme kararları ile somut olarak ortaya konmuş bir işkence, bir de uluslararası mahkeme kararları varsa, hatta ellerinde işkence uygulanmıştır belgeleri ile bazı mağdurlar ortaya çıkmışsa ve siz hala bin dereden su getirmeye çalışıyorsanız söylenecek fazla bir söz kalmıyor galiba… Söylenecek söz kalmıyor derken elbette sadece işkence ile suçlanan birisinin atamasından bahsediyorum ve onu hararetle savunanlardan.

İslam tarihi profesörü Sayın İhsan Süreyya Sırma: “Müslümanlık işkenceyi kabul etmez. Peygamber efendimiz ‘Öldüreceğiniz kuduz köpek bile olsa işkenceden sakının’ demiştir. Bu konuda itiraz eden ancak sesini duyuramayan çok sayıda müslüman olduğunu biliyorum.” diyor.

Elbette, dinine gerçekten bağlı insanların, demokratların, ilericilerin, haksızlıklara karşı olan tüm insanların söyleyecekleri sözler vardır bu gidişe.

Sayın Başbakan’ın partisine karşı yapılan bir provokasyandan bahsetmesi, bu konuda uyarıda bulunması haklıdır. Bu her zaman olan ve olabilecek bir konudur. Ama provokasyonlara neden olabilecek olayların önlenmesi de iktidarca yapılan işlerde daha itinalı, özenli, vicdanlı, hakkaniyetli davranılmasına bağlıdır.

İktidar 2011 yılında bir genelge ile Mobbing olayına el atmış, bu konuda Mobbing ile Mücadele derneğinin katkıları yadsınamaz. Ama iddialara göre geçenlerde yapılan bir MKYK toplantısında kendisine Şemdinli ile ilgili bir soru yönelten Ayşe Böhürler’e Sayın Başbakan “Yok öyle bir şey, kaynağın Fırat Haber Ajansı mı” diye yanıt vermiş. Sahi bu da açık bir Mobbing uygulaması değil mi? Sanırım Sayın Başbakanımız da kendi çıkardığı bir genelgeyi unuttu.

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası