Hüseyin GÜN
Mobbingder Genel Başkanı

Yıl 1971.Stanford Üniversitesi’nde Philip Zimbardo başkanlığında bir grup araştırmacı tarafından bir deney yapılır. 24 lisans öğrencisi, gardiyan ve mahkum olarak seçilir ve bodrum katındaki sahte hapishaneye yerleştirilir. Maksat, yöneten-yönetilen kavramları üzerinde bir araştırma yapmaktır. Denekler rollerine çok hızlı uyum sağlar. Gardiyanlar gerçekten sadist, mahkumlar gerçekten mağdur olur. Hatta 2 mahkum daha ilk günlerde çıkarılır ve deney 6. gününde iptal edilir. Çünkü herkes rolüne fena halde kapılmıştır.

Bu olayı ilk defa fakülte yıllarında(85-86) psikoloji dersinde duydum. Hocamız anlatınca şöyle bir arkadaşlara bakmıştım. Mümkün değil biz öyle yapmazdık.

Yıl 2011. Artık, kendim de dahil, herkesin her şeyi yapabileceğine inanıyorum. Hani derler ya insanoğlu çiğ süt emmiş diye. İçimizdeki meleğin ya da şeytanın  ne zaman nerede harekete geçeceğinin garantisi yok. Yukarıdaki deney, yöneten ve yönetilen psikolojisini araştırmak için yapılmış. Sahte bir hapishanede… Oysa bizim hapishanelerimiz gerçek. Dur deyince deney durmuyor.

Önce yönetenleri ele alalım. Yani gardiyanları. Yalnız gerçek yöneticileri, idare sanatı uzmanlarını tenzih ediyorum. Kastım yönetici olunca, “ ben yarattım” diye  alçak dağlara sahiplenenler.  Bu tip yöneticiler, genellikle hak etmeden, iltimas ile seçilenler. Hele hele bir de, ilkokulda  bile bir kol faaliyetinde  görev almamış cinsindense eyvah ki eyvah. Bir anda ne oldum delisi olurlar. Ne kanun tanırlar, ne hukuk. Ben kendisini, dahi zannedenlere bile rastladım. “Adalet” mahallenin kızı, “vefa” bir semt adıdır artık. Hele ahde vefa…Tamamiyle devre dışı kalır. Önemli olan tek şey vardır. Oturulan koltuk ve oturulacak koltuk. Koltuğu korumak için her hokkabazlık meşrudur . Aslında bunun  bir anlaşılır tarafı var. İhtiras … Felaket olan, bastırılan sadizmin ortaya çıkışıdır. İşte o zaman yöneticiler gardiyan rolündeki denekler oluverir. Unutuverirler deneyin biteceğini. Hukuk devletinde yaşadıklarını, sınırsız güce sahip olmadıklarını akıllarından çıkarırlar. Ölüme, ilahi adalete ya da savundukları felsefeye ne kadar inandıkları ortaya çıkar. Kazandıklarını sandıkça kaybederler. Belki makamları yükselir, belki çevreleri , maaşları, değişir ama, adamlıkta, insanlıkta sınıfta kalırlar.

İşte böyle yöneticilerin olduğu yerlerde çalışmak hakikaten işkencedir. Herşeyden önce hapishanede mahkummuş gibi davranmamak gerekiyor. Kanunları, yönetmelikleri olan bir işyerinde çalışma bilinci gerekiyor. Çünkü siz haklarınızı bilmeyip, amire “kulunuz, kölenizim” tavrı koyarsanız , o da kendisini tanrı sanır. Amirlerle ilişkilerde, onların egolarını şişirmek  ucu açık bir tehlikedir. İş yerinin  düzenine uygun bir yöneten- yönetilen ilişkisi kurmak gerekir. Yaşanılan olaylar her ne olursa olsun, hukuka inanmak gerekir. Bir insanın hukuka inancını kaybetmesi kadar acı bir şey yoktur. Hukuk yoksa, umut yoktur.

Bu noktada bir hatıramı nakletmek istiyorum. Hiçbir suçum olmayan bir konuda, beni odasına çağırarak, elini uzatıp “ Ben daire başkanıyım, sen kimsin?” diyen bir yöneticiye, “ 657’ ye tabi bir memurum. Sizin gibi” demiştim.  Bu soru- cevap, ısrarla tekrar edince, “suçum var ise yazılı olarak sorun” diye sonlandırmıştım. 657’ye göre, bu şekilde hesap sormanın suç olduğunu biliyordum ve “ Affedin” diye yalvarmadım. Çünkü haklıydım. Unutmayın haklı olmakdan daha büyük bir güç yoktur. Her zaman haklı olmaya gayret edin. Tabi olduğunuz iş kanununu, yönetmelikleri iyi öğrenin. İnsanımız, öğrenilmiş çaresizliğe o kadar kapılmış ki mobbing genelgesini , kıyafet genelgesi gibi algılıyor. Halbuki eskiden “ Bu da nasıl şikayet edilir ki?” denilen pek çok şey artık rahatlıkla şikayet edilebiliyor. Amirlerin huzur bozucu olayları hafife alma hakkı yok artık.

Yukarıdaki deneyin daha sonra filmi de çekildi. Filmde, deney bittikten sonra denekler arasında şöyle bir konuşma geçiyor.

-Hala evrimsel açıdan maymunlardan üstün olduğumuzu düşünüyor musun?

-Evet, çünkü bu konuda hala bir şeyler yapabiliriz.

Pozisyonumuz ne olursa olsun, hayvanlardan farklı olduğumuzu unutmamak ve göstermek lazım. Her zaman bir şeyler yapabiliriz.

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası