İlhan İŞMAN
İletişim Genel Koordinatörü
Danışma Kurulu Üyesi

21. yüzyılda siyasetten-ekonomiye, şirket yönetiminden-kamu yönetimine, insanlardan-topluma, bilimden-teknolojiye kadar birçok alanda, verimlilik, etkinlik, etkililik ve kalite unsurlarının ön plana çıktığı çok önemli bir değişim ve dönüşüm süreci yaşanıyor.

Sosyal ve kültürel yaşam, bilgi ve iletişim teknolojilerinin sağladığı imkanlarla zenginleşiyor, kültürel etkileşim artıyor ve sosyal yaşamı ilgilendiren kararların alınmasında bireysel katkıların önemi ve rolü belirginleşiyor.

Değişim şüphesiz ki insanlık tarihi kadar eski bir olgu. Yaşadığımız çağın en belirgin özelliklerinden biri de değişimin hızlanması ve çok boyutlu hale gelmesi. Yaşanan değişim, bireyleri olduğu kadar ülkeleri ve kurumları da köklü bir şekilde etkiliyor.

Değişimi zamanında ve doğru bir şekilde algılayarak, kendini yeni koşullara uyarlama becerisi gösteremeyen birey ve kurumlar, değişimin kurbanı haline geliyor ve konumları kötüleşiyor. Diğer yandan değişimi zamanında ve doğru algılayan, sağlıklı tepki gösteren birey ve kurumlar ise, kendi hedefleri ile değişen ortam arasında örtüşen alanları yakalıyor, iyileştirme yolunda bir fırsata dönüştürebiliyorlar.

Dünyada yaşanan bu çok yönlü değişim özellikle yönetim anlayışında ve klasik bürokratik yapılarda köklü bir yeniden yapılanmayı da gündeme getiriyor. Klasik bürokratik anlayış yerini, yönetenlerle yönetilenlerin karşılıklı etkileşimini sağlayan “yönetişim” anlayışına bırakıyor.

Teknolojinin baş döndürücü bir hızda ilerlediği günümüzde artık “Bilgi Toplumu” kavramından söz edilmektedir. Bilgi toplumuna giden yol ise eğitim ve gerekli insan kaynağının planlanması ve yetiştirilmesinden geçiyor. Toplumun tüm kesimlerini, yaşam boyu eğitim yaklaşımı ile bilgi toplumunun gerekli kıldığı yeteneklerle donatmak gerekiyor.

Zaman içerisinde kavramlar artık yerlerini yeni kavramlara bırakıyor.

•İdare etme anlayışından-yönetişime,
•bürokrasi merkezli yapıdan- birey ve toplum merkezli yapıya,
•tek taraflı belirleyicilikten-çok yönlü katılıma,
•gündelik sorunlarla boğuşmaktan-stratejik yönetime,
•girdi odaklılıktan-sonuç odaklılığa,
•aşırı ve hantal bürokrasiden-etkinliğe,
•kapalılık ve gizlilik kültüründen-saydamlığa,
•hiyerarşik ve kurallara dayalı denetimden- performansa ve kamuoyuna dayalı çok aktörlü denetime, hızlı bir geçiş süreci yaşanıyor.

Kamu ve vatandaşın düşünüş ve davranış kalıplarındaki değişim, bir yandan vatandaşın yönetime olan güvenini tazelerken, diğer yandan kamu yönetiminin halka güveni esas alan mekanizmaları oluşturma çabalarını da artırıyor.

Tüm bu değişim ve dönüşümün yaşandığı günümüzde hala bu sürecin farkında olmayan, zorba yöneticilere sesleniyorum.

Lütfen at gözlüklerinizi çıkarın. Çalışma arkadaşlarınız sizinle aynı hedefe yürüyen, çözüm ortaklarınızdır. Size verilen görev yetki ve sorumluluklar siz keyfi kullanın insan onuru ve şerefiyle oynayın diye verilmiyor. Ne var ki ne istersem yaparım ben yaptım oldu demeyin, Onurlu çalışma hakkını gözetin. Bir gün bu keyfiliğin bedelini ağır ödeyeceğinizi bilin.

İşyerinde Psikolojik taciz (Mobbing) işyeri kanseridir. Bindiğiniz dalı kesiyorsunuz. İşyerinize kanser illetini bulaştırdığınızda bedelini de yine siz ödeyeceksiniz.

Beşeri sermayemiz olan insan kaynağını doğru yerde ve zamanda kullanmanız, bilgiye, birikime, liyakata önem vermeniz, insanı israf etmemeniz, yoğun rekabetin yaşandığı küresel dünyada size, bize, işyerinize, kurumlarımıza ve ülkemize önemli avantajlar sağlayacaktır.

Türkiye, artık sizin kafanızı kuma gömdüğünüz yer değil. Mobbing’de (her ne kadar yeterli değilse de) çok önemli mesafeler alındı ve alınmaya da devam ediyor.

Sonra söylemedi demeyin

SON SÖZ:
Değişimi hisset, Dönüşüme ortak ol…

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası