Yıl 1745…
Prusya Kralı II. (Büyük) Frederik, Potsdam ormanlarında gezinirken bir tepeye ulaşır. Görür ki hemen yanında daha büyük bir tepe daha vardır ve bu tepenin üstünde bir değirmen kuruludur.

Yüksek olan tepeye Saray yaptırmayı düşünmektedir. Değirmeni satın alarak bu hayalini gerçekleştirmek ister. Fakat değirmenci  satışa razı değildir.

Büyük Frederik  değirmenciyi ikna etmek için önce değirmene değerinin kat kat üstünde bir bedel ödemeyi teklif eder.

Sans-Souci, “Hayır. Değirmenim satılık değil” der.

Kral bu cevaba kızar ve  “Sen benim Prusya Kralı olduğumu bilmiyor musun?” diye sorar. “Biliyorum, biliyorum” der Sans- Souci, “Sen de benim bu değirmenin tapulu sahibi olduğumu biliyor musun?” diye anlamlı ve ağır bir cevap verir.

Kral çok öfkelenir…”Senin tapunda olsa rızan olmasa da, ben burayı zorla alacağım. Bakalım  o zaman ne yapacaksın?” der.

Değirmenci başını kaldırır ve atının üzerinde bütün ihtişamı ile duran Kral’a, sükunet için de “Berlin de hakimler var” der.

“Berlin’deki Hakimlerin” Değirmencide yarattığı özgüven Büyük Frederic’de büyük etki yaratır. Kral bu yel değirmeninin  Prusya Krallığı devam ettikçe korunmasını ister ve onun yanındaki daha alçak olan tepeye sarayını yaptırır ve bu sarayın adını da Sans-Souci Sarayı koyar.

Size günümüzdeki hali ile Sans-Souci Sarayı ve Sans-Soucinin değirmenin ortak fotoğrafını sunuyoruz.

2012 de seçilmiş bir devlet yöneticisi : Benim bir bakanım bir şube müdürünü yerinden oynatamıyor. Yargı onu orada tutuyor.. Kuvvetler ayrılığı bize engel oluyor diyor.

1745 de Büyük bir imparatorlukta kral “Koca imparatorluğun Kralıyım, Berlin’deki yargıçlar yüzünden bir değirmeni yerinden kaldıramıyorum” demiyor.

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası