Turgay ÖZTÜRK

Bilindiği üzere, son yıllarda yoğun olarak karşımıza çıkan mobbing (psikolojik taciz) kavramı ile ilgili gelişmiş ülkelerde birtakım kanunlar, düzenlemeler, mahkeme kararlarından haberdardık. Ülkemizde bu konuda bugüne kadar herhangi bir hukuki düzenlemeye tanık olmamıştık. Mobbing konusunda daha etkin mücadele yapılması gereği gittikçe önem kazanmakta ve bunun için toplumun bilinçlendirilmesi yanında hukuki düzenlemelerin de yapılması gerekmekteydi. Türkiye birçok alanda yeni gelişmeleri geç takip eden bir ülke konumundaydı. Ancak Mobbing konusunda bunun tam aksini yaptı. Mobbing olgusuna karşı adeta savaş açtı. Birçok ülkeden daha hızlı davrandı.

Bu köşede sizlere genel mobbing olaylarından daha çok; finansal piyasalarda mobbing konusunu ele alacağız. Mobbing ile para ve sermaye piyasalarının ne ilgisi var diyebilirsiniz. Ne kadar ilgisi olduğunu anlamak için isterseniz önce para ve sermaye piyasalarının boyutlarını, ne kadar geniş bir kitleyi ilgilendirmekte olduğunu inceleyelim.

Tasarruf sahipleri yatırımlarını para piyasalarında, sermaye piyasalarında ya da spekülatif alanlarda değerlendirme yolunu seçerler. Daha değişik bir anlatımla tasarruf sahipleri(fon arzedenler) ile fonu kullananlar arasında bir akım olmakta ve bu akımın olabilmesi için;

Birtakım finansal araçlara; (para, mevduat, hisse senetleri, borçlanma araçları,katılma intifa senetleri, kar ve zarar ortaklığı belgeleri, banka bonoları ve banka garantili bonolar, finansman bonoları, kıymetli maden bonoları, varlığa dayalı menkul kıymetler, gayrimenkul sertifikaları, yabancı sermaye piyasası araçları, ipoteğe dayalı menkul kıymetler, varantlar, varlık teminatlı menkul kıymetler, kira sertifikaları, vadeli işlem kontratları ve diğer menkul değerlerin hepsi) ,

Finansal Araçların tasarruf sahibi ile kullanıcı arasında değişimini sağlayan Sermaye Piyasası Kurumları’ na (Aracı Kurumlar, Merkezi Kayıt Kuruluşu,Yatırım Ortaklıkları, Portföy Yönetim faaliyetleri,Girişim Sermayesi Yatırım ortaklıkları, Gayrimenkul Yatırım Ortaklıkları,Yatırım Ortaklıkları,Yatırım Fonları,Derecelendirme Kuruluşları, Vadeli İşlemar Aracılık Şirketleri) ,

Tüm yatırım araçlarının alım satımın gerçekleştirildiği borsalara (Menkul Kıymet Borsaları, Borsa Dışı Teşkilatlanmış Piyasalar, Kıymetli Maden Borsaları, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsalarına),

Tüm bu piyasaların sağlıklı işleyişini sağlamak üzere hukuki bir ortama ve düzenleyici otoriteye (Sermaye Piyasası Kurulu,Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) gereksinim duyulmaktadır. İşte tüm bu sayılan kurum ve kuruluşlarda çalışmakta olan, banko elemanından veznedarına, yatırım uzmanından dealerına, araştırma uzmanından brokerına, portföy yöneticisinden yatırım danışmanına, müşteri temsilcisinden iç kontrol elemanına, hukçusundan müfettişine, şefinden müdürüne, takas elemanından muhasebecisine, asistandan bilgi işlem teknisyenine, arşiv memurundan genel müdürüne kadar hem kamu sektöründe hem de özel sektörde geniş bir çalışan kitlesini ilgilendirmektedir.

İş hayatının birçok sektöründe olduğu gibi finans sektöründe de pek çok mobbing maduruna rastlamaktayız. Çünkü işin içinde yaşam kavgası var. İnsanlar işlerini kaybetmemek pahasına çok şeyden ödün vermek zorundalar. Sektör çalışanlarına sahip çıkacak herhangi bir meslek örgütleri yok. Yaşanan global yada yerel krizlerde ilk etkilenen sektörlerden birinde çalışıyorlar. Krizde ilk kapının önüne koyulacaklar listesinde en başlarda yer alıyorlar. Sektörde yaşanan vahşi rekabet mobbingin en güçlüsünü getiriyor onların karşısına. Düzenleyici otoritenin şirket yönetimlerine ve çalışanlarına, üst yöneticilerinin astlarına, zaman zaman astların üstlerine uyguladıkları mobbing çalışanları bezdiriyor. Bazen hayatına son vermeye bazen de bir müşterisi tarafından tehdit edilmeye yada hayatına kasdedilmeye kadar varanlar olduğu biliniyor.

Sonuçta mobbinge maruz kalan finansal piyasalar çalışanı korku ve stres altında işini yapmaya çalışıyor, hayatından beziyor, verimliliği düşüyor. Hatalı kararlar vererek, yatırımcının da çalıştığı kurumun da zarara uğramasına neden olabiliyor. Güvene dayalı bir sektör olan sermaye piyasalarında, etik kuralların dışına çıkılmasına ve nihayetinde tüm sektörün karalanmasına ve zarar görmesine kadar gidiyor.

İş hayatında karşılaştığımız mobbing olayları buzağı gibiydi ve mücadele edilmeliydi. “Örgütlü toplum güçlü toplum ” düşüncesinden hareketle bir STK oluşturma ihtiyacı vardı. Tüm bunları görerek ” Mobbing ile Mücadele Derneği “ni kuran ve çalışmalarını dernek çatısı altında devam ettirmekte olan Hüseyin Gün başta olmak üzere , derneğin kuruluşundan etkin duruma gelmesine kadar katkıları olan tüm üyeleri ve destek verenleri yürekten kutluyorum.

Sizlere daha iyi bir hizmet sunabilmek için sitemizde çerezlerden faydalanıyoruz. Sitemizi kullanmaya devam ederek çerezleri kullanmamıza izin vermiş oluyorsunuz. Daha fazla bilgi için Çerez Politikası